Üstün zekâli ve yetenekliler bir ülkenin gelecegi için çok büyük öneme sahiptirler. Ülkelerin birçok yönden gelecegine yön verecek olanlarin bu ögrencilerin içinden çikmasi oldukça olasidir. Zekâ ile ilgili literatürde bulunan ve her geçen gün yeni arastirma ve bulgularin isiginda sayilari artan farkli tanim ve teoriler yer almaktadir. Bu yenilikler elbette üstün zekâli ve yetenekliler üzerine yapilan çalismalari da etkilemektedir. Ileri düzeydeki bilissel becerilerinden dolayi normal zekâya sahip akranlarindan farkli bir zihinsel yapilanmaya sahip olan üstün zekâli ve yetenekli bireylerin çesitli yönlerden incelenmesi hem kendileri gibi üstün zekâ ve yetenege sahip öteki bireylerin egitim ve ögretimlerine hem de normal zekâya sahip bireylerin basta dil becerileri olmak üzere egitim-ögretimlerinin gelistirilmesine dogrudan katki saglayacagi bir gerçektir. Bu çalismanin amacini, Türkiye’de üstün zekâli ve yetenekli ögrencilerin özelliklerine yönelik yapilan akademik çalismalarin gözden geçirilmesi olusturmaktadir. Yapilan incelemeler isiginda Türkiye’de üstün zekâli ve yetenekli ögrencilerin dil becerilerinin arastirilip degerlendirilmesi baglaminda ihmal edildigi söylenebilir.

There are a number of different alternatives as learning management systems to be used for desired teaching outcomes. Moodle e-learning platform is one of them. The aim of the study was to determine the acceptance degree of B1 level undergraduate students’ of Moodle. To achieve this goal, Technology Acceptance Model was used. The data was collected through a 5-point Likert scale self-report questionnaire which aims to question technical support, perceived usefulness, computer self-efficacy, perceived ease of use, attitude and system usage. The participants of the study were 110 university EFL students. The results indicated that the students in B1 level perceived Moodle as an effective learning tool and there was a positive correlation between their acceptance of Moodle and English achievement. These findings are considered helpful to identify the pros and cons of Moodle and may help the teachers how to use Moodle effectively for their English classes.

Bu çalismanin amaci Türkçe görünüs belirteçliklerinden yakin anlamli gibi görünen artik, gayri ve bundan böyle’nin dogal dil verisiyle görünüs kurami çercevesine göre ayirt edici özelliklerini açiklamak ve Türkçe Ögretimindeki kullanimlarina örnek vermektir. Çözümlemede Ilk Ögretim Türkçe Ders Kitaplari (ITDK) (Kurtoglu, 2013) derlemi Kullanilacaktir. Bu belirteçliklerin eylemlerin hal türleri, görünüs çekim ekleriyle etkilesimiyle ortaya çikan belirgin sözcüksel yapilar ve çoksözcüklü birimleri çözümlenecek ve TUD’un yazili kesitindeki alanlara (Kurgusal ve Bilgilendirici) göre belirgin kullanim degerleri, sözcüksel yapi ve örüntüleri siklik bilgileriyle arastirilacak ve çikan sonuçlar ITDK’daki sonuçlarla karsilastirilacaktir. Belirteçliklerle birlikte görünen yapilarin ve görünüslerinin belirgin karakteristik yapilarinin oldugu gözlenmektedir. Zamansal özelliklerine göre belirli bir yapi belirli bir görünüsü ve hal türünü seçmektedir. Görünüs belirteçliklerinin ögretilmesi ögrencilerin bilissel düzeyde farkindalik yaratip dil kullanimlarini gelistirmesine katki saglayabilir.

Yabanci dil olarak Türkçe ögrenenlerin ortaçlari ne oranda ve nasil kullandiklarini belirlemeyi amaçlayan bu çalismada bütüncül tek durum desenine dayali nitel bir arastirma modeli benimsenmistir. Arastirmanin çalisma grubu B2 düzeyinde Türkçe ögrenen 30 üniversite ögrencisinden olusmaktadir. Çalismanin verileri kisisel bilgi formu, cümle tamamlama testi (CTT) ve kompozisyon kâgitlari araciligiyla toplanmis ve içerik çözümlemesi yoluyla incelenmistir. CTT’den elde edilen bulgular, katilimcilarin çogunlugunun (%86.67) ortaçlari dogru; bir kisminin (%10.13) hatali, az bir kisminin da (%3.20) ortaç disi ek kullandiklarini göstermistir. CTT bulgulari cinsiyet açisindan irdelendiginde kadinlarin %90.71; erkeklerin ise %83.12 oraninda anlamsal olarak ortaçlari dogru kullandiklari görülmüstür. Kompozisyonlarda ise katilimcilarin büyük çogunlugunun (%83.30) bir veya birden fazla ortaç eki kullandigi, bir kisminin ise (%16.70) herhangi bir ortaç eki kullanmadigi görülmüstür. Kompozisyonlarinda ortaç eki kullananlarin büyük çogunlugunun (%84.40) ortaçlari anlamsal olarak dogru; bir kisminin da (% 15.60) hatali kullandigi belirlenmistir. Yine, kompozisyonlarda kadinlarin (%62.82) erkeklere (%37.18) oranla ortaçlari anlamsal olarak dogru kullandiklari saptanmistir.